Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali, yıllar öncesinden başlayan ve ilmek ilmek dokunan bir yolculuğun heyecanlı serencamı şeklinde kendini ortaya koymuş oldu. Istanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri’nin faaliyetleri çerçevesinde 1998-2002 yılları arasında yönetmen Prof. Tevfik İsmailov’un öncülüğünde üç kez düzenlenen Türk Dünyası Sinema Günleri, 2013 Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti programları arasında Turkuaz Sinema Günleri ve 2014’te D-8 ve Türk dünyası ülkelerinin de üye olduğu ECO ülkeleri sinemalarının oluşturduğu Gelişen Ülkeler Film Festivali’nden sonra tam anlamıyla başlığına uygun gelişmiş bir boyuta yükseldi. Türkçe ve lehçelerinin konuşulduğu geniş coğrafyadan bağımsız, özerk veya bölge olarak ortaya çıkan Türk dünyasından seçme filmler, yarışma, özel bölümler, panel ve sergilerle seyirciyle buluşuyor.
Festivalin bitiminden sonra her yıl Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilen şehirde tekrar edilecek şekilde, İsmail Gaspıralı’nın “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” şiarını gözeten festival, Saha Cumhuriyeti’nden Kazakistan, Moldova/Gagauz Yeri’ne, Tataristan’dan Özbekistan, Irak Türkmenlerine, Türk Keneşi’ne gözlemci üye olan Macaristan’a kadar çok geniş bir coğrafyada makes bulan ortak kültürümüze dair tarihi ve modern kurmaca, belgesel ve animasyon türlerindeki filmlerle yetişkin ve çocukların dünyasına hitap edecek şekilde kültürel anlamda çok renkli bir yelpazede seyircilerin yüreğine ulaşmayı hedefliyor. 2017’de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen 3. Milli Kültür Şurası’nda Ortak Sinema Fonu kurulmasıyla gündeme gelen ve Türk dünyasını oluşturan ülkeler arasında resmi olarak her alanda sinema işbirliğini işleyecek olan “Türk Dünyası Sinema Birliği’ne Doğru” toplantısı, festivalin somut çıktılarından biri olarak kendini gösteriyor. Festivalin, gelecek yıldan başlayarak ilerleyen zamanlarda daha da verimli ve sinema kültürünü besleyecek, gelişmesini sağlayacak bir düzeye gelmesini, genç kuşakların Türk sinemasının Türk Dünyası sinemasının doğal bir parçası olduğu anlayışını benimsemelerini ve Türk sinemasının hangi kültürel kodlarla oluşturulabileceğinin işaretlerini fark edebilmelerini temenni ederiz. Başta Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü olmak üzere etkinliğimize katkı veren tüm kuruluşlara teşekkürü bir borç biliriz.